do – English-Türkçe Translations in WikDict

🇬🇧 en tr 🇹🇷

do verb /diː/ , /duː/ , /dy/ , /də/ , /dɪ/ , /dɪv/ , /dʊ/ , /d͡ʒ/
(transitive) To perform; to execute.	yapmak, etmek, kılmak
(transitive, chiefly, in questions) To have as one's job.	acaba
(intransitive) To be reasonable or acceptable.	uygun olmak
(transitive, slang) To have sex with. (See also do it)	yatmak
(ambitransitive) To suffice.	yeterli olmak
(pro-verb) A syntactic marker that refers back to an earlier verb and allows the speaker to avoid repeating the verb; in most dialects, not used with auxiliaries such as be, though it can be in AAVE.	yapmak

doing noun /ˈdiːɪn/ , /ˈduːɪŋ/
A deed or action, especially when somebody is held responsible for it.	etme

make do: idare etmek, yetinmek
do time: yatmak
do without: idare etmek
do away with: kaldırmak, bitirmek, öldürmek
do you speak English: Türkçe biliyor musun?, Türkçe biliyor musunuz?, Türkçe konuşuyor musun?, Türkçe konuşuyor musunuz?, İngilizce biliyor musun?, İngilizce biliyor musunuz?
do the trick: işe yaramak
where do you live: nerede yaşıyorsun?, nerede yaşıyorsunuz?
when in Rome, do as the Romans do: Roma'dayken Romalılar gibi davran
do you believe in God: Allah'a inanıyor musun?

Wiktionary Links